top of page

Yaşlanmayı geciktirmek elinizde...

  • hskahveci
  • 30 Kas 2013
  • 7 dakikada okunur

Dünyanın ilk global eczane odaklı sağlık ve güzellik girişimi olan Walgreens Boots Alliance'ın çatısı altında faaliyet gösteren Hedef Alliance, Ocak ayı itibariyle yoluna Alliance Healthcare Türkiye ismiyle devam ediyor. İsim değişikliğine paralel olarak Ajans D bünyesinde hazırlanmakta olan Hedef Sağlık Dergisi'nin ismi Alliance Healthcare Sağlık ve Güzellik Dergisi olarak değişti. Logo, tasarım ve içeriği de yenilenen derginin bu ilk sayısının ana dosya konusunda yaşlanmayı geciktirmek için yapılması gerekenler ele alındı:

Sağlıklı ve dengeli beslenme, sigara ve stresten uzak bir hayat, cilde yapılacak doğru bakım ve uygun kozmetik ürünlerle yaşlanmayı geciktirmek mümkünken, yeni teknolojilerle gelişen estetik uygulamalar da kişiyi 10 -15 yaş gençleştirebiliyor.

İnsan hayatının doğal bir süreci olan yaşlanma, günümüzde özellikle kadınların korkulu rüyası... Yüzdeki ufak bir kırışıklık bile birçok kadın için “Eyvah yaşlanıyorum” endişesine yol açarken; tıp, teknoloji ve kozmetik dünyası yaşlanmayı geciktirmek ve cildi gençleştirmek için adeta seferber oldu. Deri yaşlanmasında genetik mirasımız ve biyolojik saatimiz önem taşır. Bunu engellemek veya geciktirmek şimdilik olası değil, ama deri yaşlanmasından daha çok sorumlu olan dış faktörlerin etkilerini azaltmak ve geciktirmek mümkün. Yaşlanmanın etkilerini en aza indirme konusunda 30’lu yaşlardan itibaren cilt için gerekli olan doğru ürün kullanımının başlaması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, ayrıca sigaradan uzak durulması ve stressiz bir hayatın da cilt sağlığı için ‘olmazsa olmaz’ olduğuna dikkat çekiyor. Cildi erken yaşlandıran bir başka etken ise güneş ışığı. Uzun süreli güneş ışığına maruz kalmak cildin elastikiyetini kaybederek kırışmasına yol açıyor.

Cilt sağlığı için beslenme de büyük önem taşıyor. Sağlıklı bir vücut ve nemli deri için özellikle Omega 3 içeren besinler tüketmek gerekiyor. E vitamini ise antioksidan olarak hücreleri onarıyor ve cildi koruyor.

Öte yandan teknoloji ve estetik cerrahideki gelişmeler, yaşlanmanın izlerini silerek 10-15 yaş genç görünüm sağlayabiliyor. Özellikle yüz ve ele yapılan estetik uygulamalar harikalar yaratabiliyor. Yaşlanmayı geciktirmek için yapılması gerekenler konusunda uzmanların, üretici firmaların ve eczacılarımızın görüşlerini sizler için derledik.

“Yaşlanmayı geciktirici

ürün kullanımına

30’lu yaşlarda başlanmalı”

Herkes genç ve güzel görünmek ister. Yaşlanmanın gözle görünür göstergesi olan deri yaşlanması, yaşam süresinin uzamasıyla artık herkes tarafından daha da önemseniyor. Deri yaşlanması bir süreçtir ve oluşumunda iç ve dış etkenler rol oynar. Kalıtım yoluyla anne babamızdan aldıklarımız ve yaşımız önemlidir. Kısaca genetik mirasımız ve biyolojik saatimiz deri yaşlanmamızdaki iç etkenlerdir. Bu basamağı engellemek veya geciktirmek şimdilik olası değil, ama deri yaşlanmasından daha çok sorumlu olan dış faktörlerin etkilerini azaltmak ve geciktirmek mümkündür. Deri yaşlanmasında rol alan dış etkenler arasında çevresel faktörler ve yaşam şeklimiz önemlidir. Bunlar arasında güneş ışınları, sigara kullanımı, hava kirliliği, alkol alımı, yeme, uyku alışkanlıklarımız ve stres sayılabilir.

FAZLA GÜNEŞ IŞIĞI

CİLDİN DÜŞMANI

Deri yaşlanmasından sorumlu en önemli faktör güneş ışınlarıdır ki, bu süreç foto yaşlanma olarak isimlendirilir. Foto yaşlanma uzun süreli ve devamlı güneşe maruz kalan el üstleri ve yüzde belirgindir. “Sağlıklı bronzlaşmak” diye bir şey yoktur. Bronzlaşmak deri yaşlanmasını peşin olarak kabullenmek ve deri kanseri riskini göze almak demektir. Solaryumlarda güneş ışığında bulunan UV ışınları kullanılır. Bu ışınların deriyi yaşlandırıcı ve deri kanseri riskini artırıcı etkileri unutulmamalıdır.

Cildimiz yaşlandıkça incelir ve elastikiyetini yitirir, çünkü deriyi gergin tutan kolajen ve elastik lifler yaşla beraber azalır. Foto yaşlanma ve oksidatif hasarın katkısıyla cildimizdeki yaşlanma belirtileri daha da belirginleşir. Derideki yaşlanma belirtileri en çok yüz, boyun ve ellerde görülür. Sağlıklı ve genç bir yüz cildi için yapılacaklar “fasiyal rejuvenasyon” başlığı altında toplanır. Fasiyal rejuvenasyon ile kırışıklıklarda azalma, gevşek cildin sıkılaşması, güneş lekelerinin azalması, cilt renk ve tonunun düzelmesi ve hasarlanmış deri damarlarının tedavi edilmesi amaçlanır. Kişinin yaşına ve ciltteki hasarın derecesine bağlı olarak yapılacaklar farklılık gösterir. Hafif durumlarda anti-aging kremler, yüzeysel kimyasal soyma, ablatif olmayan lazerler, dolgu ve botoks uygulamaları, PRP, kök hücre enjeksiyonları kullanılırken, daha ileri cilt yaşlanmasında bunlara ilaveten radyofrekans, fraksiyonel ablatif lazerler kullanılabilir.

Kişinin cildine ve yaşına uygun olarak seçilecek temizleyici ürünler ile cilt sabah-akşam temizlenmelidir. Gündüzleri makyaj altına mutlaka güneşten koruyucu kremlerin kullanılması gerekir. Akşamları makyaj mutlaka temizlenmelidir. Ciltte hassasiyet yaratmayacak ve alerji riski minimum olan tercihen parfümsüz ürünler seçilmelidir. Cilt tipine uygun ürün seçmek önemlidir. Yağlı ve akneye meyilli ciltlerde kullanılacak temizleyicilerde salisilik asit, benzoil peroksit, glikolik asit gibi aktif içerikler bulunursa daha etkili bir temizleme sağlanır. Kuru ciltlerde kremsi temizleyiciler tercih edilmelidir. Toleransız ve alerjik ciltlerdeyse içeriklerinde nikel, paraben, parfüm olmayan ürünler kullanılmalıdır. 30’lu yaşlardan itibaren akşamları kişinin yaşına ve cilt tipine uygun olan anti-aging kremlere başlanabilir.

HANGİ ÜRÜNLER KULLANILMALI?

Daha genç, güzel, parlak, sağlıklı ve doğal görünümlü bir cilde sahip olmak için 30’lu yaşlardan itibaren kişinin cilt tipine uygun anti-aging ürünleri kullanması gerekir. Deri yaşlanması sürecinde genç ve olgun ciltler için farklı ürünler kullanılmalıdır. 30-35’li yaşlarda C vitaminli, antioksidan içerikli veya meyve asitleri içeren kremler önerilebilir. Daha olgun ciltlerdeyse A vitamini, retinoid, peptid içeren kremlerin kullanılması cildin yaşlanmasını geciktirir.

Kişinin yaşına, cilt tipine (kuru, yağlı, karma, alerjik, toleransız, akneli, vb) ve yaşam şekline göre uygun olan kremlerin seçilmesi başarılı olmak için önemlidir. En önemli anti-aging kremler güneşten koruyucu kremlerdir, düzenli kullanıldıklarında derinin genç kalmasını sağlarlar.

“Cilt kuruluğunu

doğru beslenme ile yenin”

Soğuk ile baş gösteren sorunlardan biri de cilt kuruluğu. Klima, kalorifer ve soğuk havanın etkisiyle yıpranacak olan cildiniz için endişelenmeyin. Çözüm basit; yediklerimiz, içtiklerimiz bizi nemlendirecek. Meyve ve sebzeyi hayatınızın merkezine yerleştirin. Her gün tüketeceğiniz 2 porsiyon yeşil lifli sebze, 2 porsiyon da mevsim meyvesi vücudunuzun sağlıklı ve nemli kalması için yeterli. Meyvelerden en çok karpuzun, sebzelerden ise domates ve brokolinin en fazla su içeren besinler olduğunu unutmayın. Bunların yanı sıra sağlıklı yağ tüketmek tansiyon kontrolünde ve cilt hücreleri başta olmak üzere hücrelerin besinini sağlamak açısından çok önemli. Bu nedenle monoansatüre yağ içeren avokado, zeytin ve fıstık yağı ile poliansatüre yağ içeren somon, ceviz ve soya peynirini tercih etmelisiniz.

OMEGA 3’ÜN ÖNEMİ

Sağlıklı bir vücut ve nemli deri için özellikle Omega 3 içeren balık yağı takviyeleri kuru deri ve kuru göz için büyük önem taşıyor. E vitamini ise antioksidan olarak hücreleri onarıyor ve cildi koruyor.

Yapmamanız gerekenler ise belli. Cildiniz için sigara içmemeniz şart. Çünkü katran gözenekleri tıkıyor ve komedonların oluşumunu artırıyor. Öte yandan sigara hücrelerin oksijensiz kalmasına yol açıyor ve ciltteki hücrelerin C vitamininin azalmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra alkollü içeceklerden de uzak durun. Alkol, vücudu ve cildi susuz bıraktığından elektrolit, mineral ve su kaybına yol açıyor. Bu kişilerin cildi genellikle kırmızı, kuru ve tahriş olmuş görünür. İçki tüketilecekse beraberinde mutlaka su içilmeli.

AVOKADO MASKESİ

A vitamini deposu avokadoyu cildinize gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz. Yarım olgun avokado ezmesini çeyrek bardak organik bal, 1 çay kaşığı süt ve yoğurt ile karıştırın. Cildinize yumuşakça sürün. 10 dakika beklettikten sonra ılık su ile durulayın. Cildinizdeki canlanmayı hemen fark edeceksiniz.

MUZ TEK BAŞINA DA YETER

İçeriğinde bolca A ve E vitaminleri bulunan muz, birçok şeye iyi geldiği gibi cildinizde de harikalar yaratabilir. Cildinize canlılık katmanın yanı sıra nem ve yumuşaklık verir. Bunun için yarım muzu püre haline getirip yüzünüze sürmeniz yeterli. 10 dakika beklettikten sonra ılık su ile yıkayabilirsiniz. Muzun etkisini arttırmak istiyorsanız içine bir çay kaşığı bal da koyabilirsiniz.

GÜZELLİĞİN SIRRI ‘SÜT’

Kleopatra’nın güzelliğini süt banyosuna borçlu olduğunu bilmeyen yok. Süt, uzun yıllar boyunca nemlendirici bir kozmetik olarak kullanıldı. Yüzünüzü sütle yıkayarak ve masaj yaparak laktik asitin etkisiyle cildinizde oluşan lekelerin azaldığını göreceksiniz. Aynı zamanda cildiniz nemlenecek.

MAYONEZ İLE KİLO ALMAK YERİNE NEMLENİN

Mayonezden her kadın uzak durur. Çok fazla kilo aldırdığını herkesin bildiği kesin. Peki, mayonezi gönül rahatlığı ile yiyemeseniz bile cildinize sürmeye ne dersiniz? 2 çorba kaşığı mayonez, 1 çorba kaşığı limon, yarım çay kaşığı balı karıştırın ve yüzünüze sürün. 10 dakika sonra yıkayın. Değişimi hemen fark edeceksiniz. Bu maskeyi haftada bir kere yapmanız yeterli.

TATLI İLE NEMLENDİRİCİ PEELING ETKİSİ

Tatlı cildinizde peeling etkisi yaratabilir. Yarım bardak şekeri yeteri kadar zeytinyağı ile karıştırarak etkileyici bir mekanik peeling ve nemlendiriciye dönüştürebilirsiniz. Ayrıca karışımınıza birkaç damla nane ile koku verebilir, bal ile yumuşatabilirsiniz.

KIZARIKLIKLARI ALOE VERA İLE GEÇİRİN

Aloe vera, cildi canlandırmak ve doğal kızarıklıkları gidermek için bire bir. Bunun için aloe vera bitkisinden birkaç parça kırıp içinden çıkan jeli tüm yüzünüze sürün.15 dakika bekletin ve durulayın. Rahatlamayı hissedeceksiniz. Bunu, haftada iki defa yapmanız yeterli.

“Estetik alandaki gelişmeler

yaşlanmanın önüne geçiyor”

Yüzdeki yaşlanma etkilerini gidermek için birçok yöntem vardır. Bilimsel olarak kanıtlanan retro aging etkisi olan uygulamaları; düzenli botoks lifting yaptırmak, yüzde kırışıklık ya da sarkma yerleşmeden derin dokulara ve cilt içine kollajen desteği enjekte etmek, kök hücre ve lazer tedavisi kombinasyonu, yüz germe ve yüze kök hücre enjeksiyonu olarak sıralayabiliriz.

Göz çevresi için botoks ve kollajen enjeksiyonu, göz kapağı düşüklüğü için ise ameliyat veya lazer ile göz kapağı estetiği uygulanabilir. Dudak çevresindeki kırışıklıklar için yine kollajen enjeksiyonu çok başarılıdır ve buruşuk dudaklar için bir ya da iki uygulamayla sorun düzeltilir. Yanak sarkması için, ultrasonik yüz germe ve yanak askısı ile lazer lipoliz bu bölgelerde çok etkilidir. Solgunluk, renk bozukluğu ve yaşlılık lekeleri içinse; deri yüzeyine ve cildin derinliklerine etkisi olan peeling krem ve serumların kombine kullanımları önerilebilir. Bununla beraber PRP ve yeşil lazerlerle bu sorun çözülebilir.

Doğası gereği ve birçok çevresel faktörle birlikte yaşlanan, yıpranan, elastikiyetini ve nemini kaybeden cildin zamana karşı durabilmesi için çeşitli önlemler alınabilir. Sağlıklı ve genç görünmenin en önemli ayağını vitaminler ve stressiz bir yaşam oluşturur. Sebze ve meyvelerdeki özellikle C vitamini cilde parlaklık ve sağlıklı bir görüntü kazandırır. Cildin başlıca ihtiyacı olan nem, bol su içilerek ve cilt tipine uygun günlük nemlendirici kullanılarak sağlanabilir. Botoks ve kollajen etkisi yapan enjeksiyonlar en sık kullandığımız metottur ve oldukça etkilidir. Bununla birlikte göz çevresine lazer uygulamaları ve lazer destekli yüz ve göz kapağı ameliyatları çok etkilidir.

YÜZDE KÖK HÜCRE UYGULAMALARI

Yüzde rejeneratif uygulamalar henüz çok yeni. Bunların en önemlisi lazer ile aktive edilen kök hücre uygulamalarıdır. Kırışıklık giderme, sıkılaştırma, toparlanma ve parlaklık için gerekli olan kök hücre ve fibroblast hücreler lazerlerle uyarılıyor ve rejenerasyon gerçekleşiyor.

Estetik alanındaki gelişmeler sayesinde artık çok zorunlu olmadıkça doktorlar da hastalar da cerrahi yöntemlere başvurmuyor.

Şu anda cerrahiye en iyi alternatif ise bir çeşit cilt germe tekniği olan Ultherapy’dir. Bunun birkaç nedeni var. En önemli avantajı, hiçbir kesiye gerek olmadan, diğer bir deyişle cildinize neşter değmeden uygulanabilmesi ve çok kısa sürmesidir.Aynı zamanda çoğu vaka için yüz germe ameliyatlarında elde edilebilecek ileri derecede toparlama ve sıkılaşma sonuçları hızla görülebilir. Hatta cerrahi yöntemde yalnızca sıkılaşma ve germe etkisi elde edilirken, Ultherapy ile cilt kendi kaynaklarını harekete geçirerek, daha diri, canlı ve sıkı bir görünüm kazanıyor. Bunun nedeni cilt altındaki bağ dokuların sayısının artması ve daha güçlenmiş olmasıdır. Cerrahi yöntemde sadece yüzün derisine (yani dışarıdan) bir müdahale var iken, Ultherapy’de cilt bir bütün olarak ele alınmış olur ve daha derinden bir gençleşme sağlanır. Bu sayede kişi kaç yaşında olursa olsun çok doğal bir görünüm elde edilir.

Özellikle yanak ve boyun bölgesindeki sarkmalarda, kaş düşüklüklerinde, göz çevresi kırışıklıklarında, alın, yanak, dudak kenarı çizgileri, genel yüz kontürü, çene ve gıdı bölgesindeki gevşeklik ve sarkmaları tedavi amaçlı kullanılan ve çabuk sonuç veren bir uygulamadır. Uygulama tüm yüz bölgesi için toplamda 1 saat gibi kısa bir sürede tamamlanır. Kişi aynı gün normal sosyal hayatına geri döner. Mükemmel bir sonuç için 2 uygulama öneriyoruz. Uygulamanın ardından gözle görülür bir toparlanma gerçekleşir, cilt gün geçtikçe daha iyi görünmeye başlar ve 3 ay sonunda istenen ideal görünümüne kavuşur. İşlem öncesinde herhangi bir hazırlık ya da sonrasında herhangi bir bakım gerektirmeyen Ultherapy tek seansta istenen sonuçların elde edildiği bir uygulamadır, ikinci bir seansa çoğunlukla gerek duyulmaz. Üstelik bu tek uygulama sonrasında 1-3 yıl süreyle korunan olumlu sonuçlar elde edilir.

 
 
 

Comentarios


bottom of page